USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%

Dergi

06 Ocak 2021 11:06

Dijitalleşmede yeni standartlar

Bir yıldan kısa bir süre önce, son 10 yılda yaşadığımızdan daha büyük bir dijital dönüşüme maruz kaldık. 2020’nin bizi nereye götüreceğini kimse tahmin bile edemezdi. Geniş ölçekte yaşanan dijitalleşme süreci; modern ekonominin de katalizörü durumunda. Dünyadaki yenilikçiliğin, rekabet gücünün ve ekonomik büyümenin en önemli motoru olan dijital ekonominin, son dönem güncesine ve gelecek planlarına beraber bakalım

Dijitalleşmede yeni standartlar

İrem Sertbaş / [email protected]

2000’li yıllarda hayatımıza damga vuran ‘dijital dönüşüm’ kavramını biraz daha yakından inceleyelim. Geniş tanımıyla dijital dönüşüm, dijital teknolojilerin bir işletmenin tüm alanlarına entegrasyonu, mevcut iyileştirme ve yeni operasyon süreçleri yaratmanın yanı sıra müşterilere daha fazla değer sunması olarak karşımıza çıkıyor. Dijital anlamda ‘olgun’ şirketler, kâr hanesi de dahil olmak üzere dijital dönüşümlerinden kaynaklanan ve bunun bir adım daha ötesine geçen çok çeşitli avantajlardan faydalanıyor. Bu şirketler, gelişmiş analitik ve yapay zeka gibi teknolojilerle desteklenen, daha çevik ve daha akıllı iş yapma yöntemlerine kültürel bir geçişi temsil ediyor. Sektör ayırt etmeksizin dijitalleşmenin nimetlerinin farkında olan şirketler, bu alana büyük ölçüde yatırım yapıyor. 2023 yılına kadar dijital olarak dönüştürülen kuruluşların küresel GSYİH’nın yarısından fazlasına katkıda bulunacağı tahmin ediliyor.

“DİJİTAL EKONOMİLER, TEKNOLOJİDEN BAĞIMSIZ DÜŞÜNÜLEMEZ”

World Economic Forum'un verilerine göre, şirketlerin 2019’da dijital dönüşüm çalışmalarına 1.2 trilyon dolar harcadıkları tahmin ediliyor. Ancak, liderlerin yalnızca yüzde 13’ü kuruluşlarının dijital çağa hazır olduğunu söylüyor. Peki, dijital çağa ayak uydurmak için şirketlerin neler yapması gerekiyor? İleri analitiğin ve yapay zekanın daha baskın hale geldiğini vurgulayan SAS Güneydoğu Avrupa Bölgesi Genel Müdürü Tayfun Topkoç, konuyla ilgili şu yorumda bulunuyor: “Bunun sektörler nezdindeki yerini artık kimse tartışmıyor. Tartışılan nokta şu: ‘Bu teknolojilerle daha fazla nasıl değer yaratabiliriz?’ Veri odaklı dijital dönüşümü hayata geçiren şirketlerin pandemi gibi öngörülemeyen durumlara kolaylıkla uyum sağladığını gözlemledik. Yapay zeka teknolojilerinin de kullanımının artması, hızla değişen ihtiyaçlara zamanında cevap vermeyi sağlayacak. Sektörler özelinde tüm şirketlerin bir dijital yatırım ve yönetim stratejisi olması, yapılarında ileri analitik ve dijital dönüşüm alanlarında bilgi birikimi olan yöneticilerin yer alması gerekiyor. Zira gıda üreten bir şirketin de artık teknoloji şirketi gibi hareket edebilmesi rekabette avantaj sağlıyor. Dijital ekonomiler, teknolojiden bağımsız düşünülemez.”

DİJİTAL DÖNÜŞÜM HARCAMALARI, 2020 YILINDA 1.3 TRİLYON DOLAR SEVİYESİNE GELDİ

Covid-19 pandemisi ile birlikte iş dünyasında oyunun kuralları bir kez daha değişti. Başarının kilidi, yeni değer ve deneyimler yaratmak için dijital modellerin gücünden yararlanmaya her zamankinden daha fazla dayanıyor. Statista verilerine göre, dünya çapında dijital dönüşüm harcamaları, 2020 yılında yıllık bazda 10,4 artarak 1.3 trilyon dolar seviyesine geldi. Bu, Koronavirüs pandemisinin neden olduğu ekonomik durgunluğa rağmen güçlü bir büyüme. Salgın, aslında dijital dönüşüm girişimlerinin ana hedefi olan işletmelerin operasyonel verimliliğini artırma ve müşteri deneyimini iyileştirme ihtiyacının altını çizdi.  İyileştirilmiş ürün kalitesi ve müşteri memnuniyeti gibi faydalar, daha iyi finansal performansa neden oluyor. Bunlarla beraber, çevresel etkiyi azaltmak ve iş gücü çeşitliliğini artırmak gibi diğer bileşenler, şirketlerin günümüzde giderek önem kazanan sosyal sorumluluk stratejilerini güçlendiriyor. Pandeminin etkisiyle birçok alanda dönüşümün hızlandığına dikkat çeken Mitsubishi Electric Türkiye Başkanı Şevket Saraçoğlu, "Faaliyet alanımız olan üretim açısından dijitalleşmeye bakacak olursak; üretimin tüm dünyanın en hassas konularından biri olmaya devam edeceğini söyleyebiliriz. Artan rekabet, maliyetlerdeki artış, tüketici bilincinin artması, yepyeni ihtiyaçların oluşması ve teknolojinin geldiği nokta işletmeleri ve markaları farklı çözüm arayışlarına sürüklemeye devam edecek. Tüm dünyanın 'dijital fabrika' kavramı üzerine yoğunlaşmayı sürdüreceğini öngörüyoruz. Teknolojinin insan yararına kullanımının daha da artacağı bu yeni dönemde; yapay zeka tabanlı ve iç ortam hava kalitesini artıran klimalara ve havalandırma sistemlerine talep de artacak. Yine iletişim altyapısı da diğer önemli konular arasında yerini alacak" diyor.

“GÜNEY KORE, JAPONYA, ÇİN, ALMANYA, ABD VE İNGİLTERE BAŞI ÇEKİYOR”

Otomasyon, bulut, analitik, yapay zeka, 5G ve Blockchain gibi teknolojileri iş süreçlerinin parçası haline getirmeye odaklanan şirketler, bu dönemde dijitalleşmenin avantajları ile en az hasarla yollarına devam etmeye çalışıyor. Türkiye ekonomisinin lokomotif sektörlerinden olan makine ve otomotiv, dijitalleşmeye çok daha çabuk ayak uydurabiliyor. Elektronik ve beyaz eşya fabrikalarında önemli projeler yürütülüyor. Türkiye ekonomisinin ve istihdamının büyük bir yüzdesini oluşturan KOBİ’lerin dijitalleşmesi, işletmelerin sürdürülebilirliğinin itici gücü oluyor. Önümüzdeki dönemde çağın gerisinde kalmamak adına dijital dönüşümün tüm toplumu, tüm sektörleri ve tüm kurumları kapsadığının bilinciyle hareket edilmesi gerektiğini söyleyen GYİAD Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Pamukçu, şu yorumda bulunuyor: “Sektörler özelinde öncelikle bir girişim sermayesi eksikliği ve iş gücü açığı bulunuyor. Özellikle bu alanlara yapılan yatırımların ve teşviklerin artırılması gerekiyor. Ar-Ge çalışmalarına ayrılan eforun artması oldukça önemli. Ekonomide dijitalleşmede rakiplerinden ayrılarak ön plana çıkan ülkeler arasında Güney Kore, Japonya, Çin, Almanya, ABD ve İngiltere başı çekiyor. Bu ülkeler Ar-Ge teşvikleri, dijitalleşme teşvikleri, regülasyonların düzenlenmesi ve getirilen kolaylıklar, kanunların düzenlenmesi ve girişimciliğin desteklenmesi gibi önemli adımlarla bu noktaya geldiler. Ayrıca dijitalleşmeyi bir yatırım politikası olarak benimsemek de bu anlamda büyük önem taşıyor.”

DİJİTAL DÖNÜŞÜM SANATINDA USTALAŞIN

Kuşkusuz dijital teknolojiler, dijital dönüşümde vazgeçilmez bir rol oynuyor. Statista verileri, bilgi iletişim teknolojilerine yapılan harcamaların 2019’da 4.92 trilyon dolara ulaştığını ve 2023 yılına kadar 5.82 trilyon dolara çıkacağını gösteriyor. Bulut, yapay zeka, gelişmiş analitik ve nesnelerin interneti en önemli ve en çok benimsenen teknolojik yenilikler arasında yer alıyor. Deloitte verileri, dijital dönüşüme yapılan yatırımların, toplam BT harcama oranının üç katından fazla artmaya devam ettiğini  yansıtıyor. Kendi kendini finanse etme yeteneğine sahip olan dijital dönüşüm yatırımları, makro ekonomik seviyede karışık sinyallerin gelmesiyle beraber hız kesmeden devam ediyor. Değişen müşteri ve paydaş talepleriyle şekillenen pazarlar; dijital dönüşüm ile direnç kazanıyor. Dijital dönüşümde ustalaşmak, tüm sektörleri hayatta tuttmak için en önemli adım. Küresel alanda her zaman daha iyi iş yapma yollarına ihtiyaç olduğunu unutmamak gerekiyor. 

 

EN ÇOK OKUNANLAR