USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%

Ekonomi Haberleri

20 Ocak 2021 02:15

Aslan Doğan: Kurumları birer 'dijital' oyuncuya dönüştürüyoruz

Etiya CEO’su ve Kurucu Ortağı Aslan Doğan ile Etiya’nın dijitalleşme hamleleri ve yeni dönem yatırımlarını Platinonline.com için konuştuk. Doğan "Teknoloji geliştirme, uygulama ve müşteri yönetiminde uzun yıllardır farklı coğrafyalarda yer alan çalışanlarımız ve müşterilerimizden dolayı bu dönüşüm adımlarımızı tamamlamıştık. Ancak sürekli dönüşüm stratejimiz ile teknolojinin sağladıkları zenginleştikçe biz de hem kendi süreçlerimiz hem de müşterilerimiz için yeni uygulamalar geliştirmeye devam

Aslan Doğan: Kurumları birer 'dijital' oyuncuya dönüştürüyoruz

Umut Çelik / [email protected]

Bin 200’den fazla çalışan sayısıyla Amsterdam, Silikon Vadisi, İstanbul, Lviv, Singapur, Dubai ve Montreal ofisleriyle hizmet veren ve kendi geliştirdiği yapay zeka destekli ürün portfolyosu ile müşteri deneyimini esas alan dijital dönüşüm çözümleri sunan Türkiye’nin en büyük kurumsal yazılım şirketi Etiya, Platinonline.com’un dijitalleşme sohbetlerinin konuğu oldu. Pandeminin gölgesi altında geçen 2020 yılında dijital dönüşümün gerçek anlamının çok iyi anlaşıldığını ve bugün gelinen noktada dijital dönüşümün, bir teknoloji trendi olmanın ötesine geçmiş durumda olduğunu ifade eden Etiya CEO’su ve Kurucu Ortağı Aslan Doğan, yeni servis ve iş modellerinin hayata geçmesine imkan sağlandığını belirtti.

2020 yılı tüm sektörlerde dijitalleşmenin çok büyük hız kazandığı bir yıl oldu. İş yapış şekilleri yeniden tasarlandı. Etiya olarak dijital dönüşümü nasıl yönettiniz?

Dijital dönüşüm tüm dünyanın çok uzun bir süredir gündeminde. Pandemi süreci yaşanan dönüşüme inanılmaz bir hız kazandırdı. Bugün tüm dünyada başarının kriteri iki temel unsurla tanımlanıyor: Esneklik ve değişime uyum sağlayarak hızla değişen ihtiyaçlara sürdürülebilir çözümler üretmek. Dijitalleşme de, bu iki unsuru hayata geçirebilmek açısından vazgeçilmez bir güç olarak değerlendiriyor. Sektör bağımsız olarak her şirket, yarının dünyasında varolabilmek için dijitalleşmek zorunda. Yaşadığımız bu süreçte, şirketler dijital dönüşümlerini tamamlamadan içinde bulundukları rekabet ortamında ilerleyemeyeceklerini net bir şekilde gördüler. Dolayısıyla, içinde bulunduğumuz bu dönemi sadece “dönüşüm” kavramıyla ifade etmek yetersiz olur. Pandemi ile birlikte yaşadığımız bu süreç aslında şirketlere bu tip krizlere karşı hazırlıklı olmaları gerektiğini de bir kez daha hatırlattı. Ve en önemlisi ancak müşterileri ile dijital köprüyü başarıyla kurabilen şirketlerin bu tür sınavlardan başarıyla çıkabildiğini ortaya koydu.

“KURUMLARI DİJİTAL ÇAĞIN BİR GEREKLİLİĞİ OLAN BİRER DİJİTAL OYUNCUYA DÖNÜŞTÜRÜYORUZ”

Etiya olarak, bu dönüşümü çok öncesinde gören ve şirketlerin bu yolculuğa çıkmasında öncülük eden bir şirketiz. Tüm dönüşüm uygulamalarımızın merkezine yerleştirdiğimiz “Connected Customer First” yaklaşımımız ile dijital müşteri deneyimini önceliklendiriyoruz. Yapay zeka destekli ürün portföyümüz ile şirketlerin yeni çağın müşteri beklenti ve tercihlerine uygun hizmet sunmalarını mümkün kılıyoruz. 

Kuzey Amerika’da yaptığımız bir dijital dönüşüm projesi pandemi döneminde yapılan bir araştırmada en iyi müşteri deneyimi sunan platform seçildi.  Aslında kurumları dijital çağın bir gerekliliği olan birer dijital oyuncuya dönüştürüyoruz diyebilirim.

Bunun yanı sıra şirketlerin dijitalleşmesini sağlayan bir şirket olarak kendi süreçlerimizde de dijital dönüşümü tabii ki önemsiyoruz. Teknoloji geliştirme, uygulama ve müşteri yönetiminde uzun yıllardır  farklı coğrafyalarda yer alan çalışanlarımız ve müşterilerimizden dolayı bu dönüşüm adımlarımızı tamamlamıştık. Ancak sürekli dönüşüm stratejimiz ile teknolojinin sağladıkları zenginleştikçe biz de hem kendi süreçlerimiz hem de müşterilerimiz için yeni uygulamalar geliştirmeye devam ediyoruz.

Türkiye dijital dönüşüm açısından nasıl bir yerde? Bu süreçte başlıca eksiklikler neler?

Türkiye dijital dönüşümde geç kaldı hatta fırsatları kaçırıyor diyebilirim. Yeni nesil başarılı dijital oyuncular dışında kurumların dijitalleşmesinin yavaş yürüdüğünü düşünüyorum. Birkaç maddede özetlemek gerekirse;

·      Pandemi ile birlikte büyük dönüşüm projeleri rafa kalktı, onun yerine acil ihtiyaç duyulan online satış, RPA gibi küçük yatırımlar öncelik kazandı.

·      Dijitaleşmenin önemli bileşenleri olan analitik ve müşteri deneyimi tarafında bütünsel omni channel dönüşümlerin tamamlanamadığını görüyoruz.

·      Dijitalleşme kurumlara birer global oyuncu olma imkanı tanıyor. Türkiye’deki bir çok kurumun bu fırsatı gözardı ederek sadece yerel pazara odaklandıklarını görüyoruz.

·      Pandemi süreci dijital süreçlerin hızlı test edilebilmesi imkanı sağlıyor fakat yeterli çeviklik gösterilemediği için bu imkanın da gözardı edildiğini görüyoruz.

Pandemi döneminde dijitalleşmenin sadece IT altyapı yatırımları olmadığını; dönüşüm, verimlilik, rekabet, yeni iş modelleri ve yeni istihdam alanları anlamına geldiğini gördük. 2021’de bizi nasıl bir dünya bekliyor?

Pandeminin gölgesi altında geçen 2020 yılında dijital dönüşümün gerçek anlamı çok iyi anlaşıldı. Bugün geldiğimiz noktada dijital dönüşüm, bir teknoloji trendi olmanın ötesine geçmiş durumda. Dijitalleşme tabii ki sadece IT altyapı yatırımlarından ibaret değil ancak bu dönüşümde en büyük rolü üstleniyor ve diğer tüm süreçlerin oluşmasına, yeni servis ve iş modellerinin hayata geçmesine imkan sağlıyor. Burada önemli olan yapılan yatırımların doğru stratejilerle planlanması ve deneyim odağının göz ardı edilmemesi. Bugüne kadar gördüğümüz pek çok yatırımın başarısız olmasında bunun etkisi oldukça fazla.

Bunun farkında olan şirketlerin, 2021 yılında, her ne kadar BT yatırımlarında genel anlamda ciddi bir daralma öngörülsede müşteri deneyimi alanında yapacakları yatırımları önceliklendireceklerini ve bu alanda ayırdıkları bütçelerini yukarı çektiklerini göreceğiz.

“ARTIK TÜKETİCİLERİ SADECE YAŞ, CİNSİYET, MESLEK, EKONOMİK DÜZEY GİBİ KRİTERLERE GÖRE AYIRMANIN GEÇERLİLİĞİNİN KALMADIĞI BİR ÇAĞDAYIZ”

Öte yandan, 2021 yılında şirketlerin odağında farklı bir müşteri kitlesi olacak. Artık tüketicileri sadece yaş, cinsiyet, meslek, ekonomik düzey gibi kriterlere göre ayırmanın geçerliliğinin kalmadığı bir çağdayız. X, Y, Z gibi ayrımlar yerine ‘Connected customer’ olarak ifade ettiğimiz C jenerasyonu devrede. Bu yeni jenerasyonu, “dijitale çoktan adapte olmuş, markalarla ilişkisi deneyim odaklı, daha talepkar, anlık beklentileri yüksek, sadakati düşük yeni bir kitle” olarak tanımlamak mümkün. Geleceğin ekonomisinde var olmayı hedefleyen kurumların C jenerasyonunu göz ardı etmesi artık imkansız ve buradaki potansiyeli doğru değerlendirmeleri çok önemli.

Bu noktada 2021 pek çok şirketin yeni nesil müşteri tercih ve beklentilerini yakalamak için özellikle yapay zeka, data ve analitik ve dijital müşteri etkileşimlerini artıracakları sistemleri öncelikli olarak tercih ettiklerine şahit olacağız.

Dijitalleşme iş yapış modellerini yeniden şekillendirirken, insan kaynaklarını da etkileyecek şüphesiz.  Bu süreç, insan kaynakları açısından ne ifade ediyor? İstihdam açısından yeni fırsatlar yaratabilir mi?

Yaşanan bu dönüşümü, insan kaynaklarından bağımsız düşünmek söz konusu değil. Bugün sektörün önündeki en önemli sorunlardan biri ‘nitelikli iş gücü açığı’. Türkiye’de bilişim sektöründe yaklaşık 140 bin kişi çalışıyor. Buna göre toplam iş gücü içinde bilişimin payı sadece yüzde 0,5. Gelişmiş ülkelerde ise bu oran çok daha yüksek, ortalama nüfusun yüzde 1’i bilişim sektöründe çalışıyor. Ülkemizin de, bilişim dünyasının dinamiklerini bilen, yeni trendleri takip eden, sektörleri dönüştürecek 700 bin kişilik ilave bir iş gücüne ihtiyacı var. Reform paketlerinde mutlaka sektörün ihtiyaç duyduğu eleman ihtiyacına yönelik düzenlemelerin yer alması gerekiyor.

“GENÇLERİ NİTELİKLİ İŞ GÜCÜ PİYASASINA KAZANDIRABİLİRSEK, TÜRKİYE’NİN BİLİŞİM ALANINDA SÜPER GÜÇ OLMAMASI İÇİN HİÇBİR NEDEN KALMAZ”

TÜBİSAD verilerine göre, yazılım sektörü için insan kaynağı teşkil edebilecek 15-24 yaş grubundaki gençlerin nüfusu 2018 sonu itibariyle yaklaşık 13 milyona ulaşıyor. Bu rakam, ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 15,8’ine denk geliyor. Teknoloji alanında eğitebileceğimiz hazine değerinde gençlerimiz var. Gençlerimizi sadece yüzde 10’luk bir kısmını bile bulut teknolojisi, yapay zekâ, büyük veri gibi teknolojiler konusunda eğitebilir ve nitelikli iş gücü piyasasına kazandırabilirsek, Türkiye’nin bilişim alanında süper güç olmaması için hiçbir neden kalmaz.

Dijitalleşmenin, uzaktan çalışma, siber saldırılar, yapay/zeka insan iletişimi gibi kavramlarla şekillendirdiği “yeni normal” tüm fırsatları ve tehditleri ile ne anlama geliyor?

Öncelikle doğru strateji ve yaklaşımlarla dönüşüm sağlayan şirketler için önümüzdeki dönem globalleşme açısından çok önemli fırsat içeriyor.

“Akıllı” kavramı telefon, tablet ve saatten çıkıp yeni hayatımızın birçok alanında karşımıza çıkacak. 5G ve IOT ile akıllı nesneler dönemine giriyoruz ve bu dönem hayatımızın tamamını etkileyecek. Bu beraberinde bir çok fırsat ve riski barındırıyor.  Bu anlamda dijital ekonomide yerimizi belirlemek için hızlıca fırsatlara odaklanmak gerekiyor.

Yapay zeka kullanımının verimlilik sağladığı alanların sayısı artacak. Bunların başında sağlık sektörü geliyor. Lokasyon bağımsız operasyon ve işgücünün dönüşümünü izleyeceğiz. Her sektörde hibrit çalışma ve üretim modellerin oluşacağını göreceğiz. Siber güvenlik konusu her zamankinden daha önemli olacak. Deneyim tarafında ise sadece müşteri deneyimi değil, çalışan, müşteri hatta ekosistem deneyimini konuşacağız.

Etiya olarak 2021 yılında öncelikli yatırım alanlarınız neler olacak?

Hedefimiz geleceğin akıllı şirketlerini yaratmak. Bu hedef doğrultusunda kurumsal gelişim ve inovasyon öncelikli iki yatırım alanımız diyebiliriz.

Uzun zamandır yeni nesil teknolojilere yatırım yapıyor ve şirketlere deneyimi esas alan yapay zeka destekli dijital dönüşüm uygulamaları sağlıyoruz. İnovasyon ve dönüşüm döngüsünün merkezinde bir şirket olarak 2021’de de yine bu eksende çalışmalarımıza odaklanmaya ve doğru stratejilerle ürünlerimizi zenginleştirmeye devam edeceğiz. 

“YENİLİKÇİ ÜRÜNLERİMİZ İLE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ SAĞLAMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

Dijital dünya gelişmeye devam ederken, şirketlerin dijitalleşme ihtiyacı da hızlanacak hatta farklılaşacak. Biz de yeni teknolojilere yaptığımız yatırımların çıktısı olan yenilikçi ürünlerimiz ile müşterilerimizin hizmetlerinin farklılaşmasını, dönüşmesini ve sürdürülebilir olmasını sağlamaya devam edeceğiz.

Kurumsal gelişim ise diğer yatırım alanımız. Bu başlık altında en önemli odağımızın  yeni pazarlarda büyüme olduğunu belirtebilirim. Etiya olarak yedi farklı ülkede ofislerimiz bulunuyor ancak hizmet alanımız tabii ki bu ülkelerle sınırlı değil. Güney Amerika’dan Ortadoğu’ya pek çok farklı bölgede müşterilerimizin dijital dönüşüm ortağı olarak hizmet veriyoruz. Dünya çapında geliştirdiğimiz projelerle Türkiye’nin yazılımdaki gücünü tüm dünyaya gösteren bir şirketiz ve alanımızda ihracat şampiyonuyuz. Önümüzdeki dönemde de bu alandaki yatırımlarımızla yeni pazarlarda sağlamayı hedeflediğimiz büyümenin sürekliliğini sağlamayı ve bu sayede yazılım ihracatındaki katkımızın da artmasını amaçlıyoruz.

EN ÇOK OKUNANLAR