USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%

Dergi

07 Ekim 2020 14:21

Mustafa Gültepe: Anadolu üretim üssü, İstanbul ise moda merkezi olacak

İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB), Türkiye’nin hazır giyim ihracatının yüzde 65’ini gerçekleştiriyor. Hazır giyim ve konfeksiyon sektörünün moda sektörüne dönüşümüne de öncülük eden İHKİB; sektöre nitelikli iş gücü kazandırılması, eğitim, tasarım, tanıtım, dijital dönüşüm, sürdürülebilirlik ve laboratuvar hizmetlerine kadar her alanda referans çalışmalar ve projeler geliştirip uyguluyor. Türkiye’yi orta vadede dünya moda endüstrisinde ilk üçe çıkarmayı hedefledik

Mustafa Gültepe: Anadolu üretim üssü, İstanbul ise moda merkezi olacak

Bahar Akgün / [email protected]

• Türk moda endüstrisine liderlik eden İHKİB, hangi stratejilere yatırım yaparak ilerliyor?

Türkiye’yi orta vadede dünya moda endüstrisinde ilk üçe çıkarmayı hedefliyoruz. Bu hedef çerçevesinde 3 yıl önce ‘Hazırgiyim Sektörü Vizyon Belgesi’ni hazırlayarak kamuoyu ile paylaştık. Nisan 2018’de yeni stratejimiz ışığında 4 yıllık yol haritamızı oluşturduk. Mevcut ihracatımızı iki katına çıkarmayı hedefleyen ve ‘Dört Dörtlük Eylem Planı’ adını verdiğimiz yol haritamızın her hamlesinin moda endüstrimizin ihracatında bir karşılığı var. Markalı ihracat toplam hazır giyim ihracatımızın yaklaşık yüzde 10’unu oluşturuyor. ‘Dört Dörtlük Eylem Planı’nda markalı ihracatımızı yüzde 25’e çıkarma hedefini önümüze koyduk. Anadolu’yu üretim üssü, İstanbul’u moda merkezi yapacağız. Üretimde yeniden yapılanma ile 6 milyar dolar ilave ihracat sağlamayı hedefliyoruz. Değer zincirine ekleyeceğimiz büyük oyuncularla 3 milyar, tasarımcı-sanayici işbirliği ile 2 milyar, global 5 marka üzerinden 5 milyar olmak üzere sektörel ihracatımıza toplamda 16 milyar dolarlık bir katkı yapacağımızı öngörüyoruz. Yıllık 17.7 milyar dolar olan hazır giyim ihracatımızı orta vadede 33 milyar dolara taşıyacağımız yolun taşlarını döşüyoruz. Önümüzdeki dönemde dijital dönüşüm, küresel ligde tutunmamızda en önemli araç olacak. ‘Tasarımdan Üretime Hazırgiyim Sektöründe Dijital Dönüşüm Projesi’ni başlattık. Bu proje AB tarafından 10 milyon Euro ile destekleniyor. Oluşturduğumuz ‘Hazırgiyim Sektörü Dijital Tedarik Zinciri Platformu’nu tüm sektöre yaygınlaştırarak, firmalarımızın dijitalleşmelerini hızlandırmak istiyoruz. ‘Hazır Giyim Sektöründe İhracat Odaklı Yeni Nesil Yatırım Teşvikleri’ başlıklı kapsamlı bir çalışma hazırladık. Sürdürülebilir üretim ve test altyapısını desteklemek amacıyla EKOTEKS laboratuvarımızla sektöre hizmet veriyoruz. 

• Sizce sektör son 40 yılda nasıl bir ilerleme sürecine girdi?

Üretim gücümüzle, yarattığımız katma değerle, istihdama katkımızla, 18 milyar dolara yaklaşan ihracatımızla ülke ekonomisi için stratejik sektörler arasında ilk sıralarda yer alıyoruz. Ülkemize bir yılda kazandırdığımız 16.1 milyar dolar net dövizle açık ara lider sektör konumundayız. Dünyanın 6’ncı, AB’nin 3’üncü büyük hazır giyim tedarikçisiyiz. Çin’den sonra ikinci büyük çorap üreticisiyiz. Denim ve örme giyim kategorilerinde de ilk üçteyiz. Türkiye’nin 1980 yılında 2.9 milyar dolar olan toplam ihracatında hazır giyim ve konfeksiyonun payı 106 milyon dolardı. 1980 yılında genel ihracatın içinde yüzde 3,6 olan hazır giyim ve konfeksiyonun payı 1995’te yüzde 28,6’ya kadar çıktı. 1995’te 21.6 milyar dolar olan toplam ihracatın 6.2 milyar dolarını biz gerçekleştirdik. Uzun yıllar Türkiye’nin en çok ihracat gerçekleştiren sektörü olduk. 2014’te 18.7 milyar dolar ile yıllık ihracat rekorumuzu kırdık. 3 yıl önce kamuoyuna açıkladığımız 'Hazır Giyim Sektörü Vizyon Belgemiz' ile önümüze küresel moda endüstrisinde ülkemizi ilk üçe sokma hedefini koyduk. Sektörü birleştiren ortak paydanın, bu hedef olması gerektiğine inanıyoruz. Bu konuda paydaşlarımızın da bizimle aynı noktada buluşmasından mutluluk duyuyoruz.

“2020 YIL SONU İHRACAT HEDEFİ, 17 MİLYAR DOLAR”

• Dünyayı derinden etkileyen pandemi nedeniyle üretim süreçlerinin sekteye uğramaması adına İHKİB olarak ne gibi önlemler aldınız?

Pandemi nedeniyle küresel pazarlar, mart ayında kapandığı için yüzlerce milyon dolarlık ürün depolarımızda kaldı, siparişler iptal edildi. İhracatımız martta yüzde 27,4, nisanda yüzde 61,6, mayısta ise yüzde 48,2 daraldı. Salgının sektöre vereceği hasarı asgaride tutabilmek için yurt dışındaki ortaklarımızla mektup diplomasisi başlattık. Ülkemizden her yıl milyarlarca dolarlık alım yapan küresel markalardan siparişini verdikleri ve depolarımızda bekleyen ürünlerin ödemesini yapmalarını istedik. Ayrıca 4 maddelik acil önlem paketimizle de kamu otoritesinden beklentilerimizi sıraladık. Acil önlem paketindeki beklentilerimiz büyük ölçüde karşılandı. Küresel markalar da 1 Haziran’dan itibaren büyük bir hızla depolarımızda bekleyen ürünlerini çektiler. İlk 5 ayı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 26,1 ekside kapatan sektör, haziran ayında ibreyi yeniden yukarı çevirdi. 

• 2020 sonu için ihracat hedefi neydi? Salgın, bu hedefi nasıl etkiledi?

Türkiye, hazır giyim ihracatının yüzde 70’e yakın bölümünü AB ülkeleri ve İngiltere’ye gerçekleştiriyor. Ülke temelli baktığımızda en büyük üç pazarımız; Almanya, İspanya ve İngiltere şeklinde sıralanıyor. Küresel pazarlardaki daralma nedeniyle 2020’ye başlarken önümüze temkinli bir hedef koymuştuk.  Yüzde 5-6 artışla ihracatımızı 18.5 milyar dolara çıkarmayı öngörüyorduk. İlk iki ay hedef doğrultusunda geçti. Ancak salgın bütün planlarımız bozdu. Neyse ki haziran ayından itibaren iyi bir ivme yakaladık. 

Avrupa ve ABD’den gelen siparişler önümüzdeki 4 ayın da iyi geçeceğini gösteriyor. 2019’u 17.7 milyar dolar ihracat ile kapatmıştık. Bu yıl o seviyeye ulaşamasak bile özellikle maske ve tulum gibi koruyucu giysi ihracatımızın da katkısı ile 17 milyar dolar çıtasına yaklaşacağımızı öngörüyoruz. Olağanüstü bir durum yaşanmaz ve küresel pazarlarda mart-mayıs dönemindeki gibi genel bir kapanma ile karşı karşıya kalmazsak, 2021’de yüzde 10’luk bir ihracat artışı gerçekleştirebilir hatta 2014’deki 18.7 milyar dolarlık rekorumuzu yenileyebiliriz. 19-30 Ekim tarihleri arasında ABD sanal ticaret heyeti düzenleyeceğiz.  Pure London, Who’s Next, CPM Moscow, Las Vegas Magic Show başta olmak üzere küresel ölçekteki tüm fuarlara, firmalarımızla İHKİB öncülüğünde milli katılım düzenliyoruz. Salgın nedeniyle bu yıl fuar takvimi aksamakla birlikte gerçekleştirilecek organizasyonlarda yerimizi almaya devam edeceğiz. Sanal fuarlar organize edilmesi ile ilgili de çalışmalarımız var

• İHKİB’in dünya çapında bir marka haline getirdiği MBFWI nasıl doğdu?

İHKİB olarak İstanbul’u dünyanın en önemli moda merkezlerinden biri yapmak istiyoruz. Markalarımızı ve tasarımcılarımızı küresel vitrine çıkarabilmek için iddialı bir moda haftası organizasyonu gerekiyordu. Bu hedef doğrultusunda Mercedes-Benz Fashion Week Istanbul (MBFWI) olarak 15’inci sezonunu gerçekleştirdiğimiz moda haftasının temellerini attık. İHKİB’in küresel bir marka haline getirdiği MBFWI dünya moda haftaları arasında ilk 10’da yer alıyor. Ülkemizin en önemli moda organizasyonunu Moda Tasarımcıları Derneği (MTD), Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) ve İstanbul Moda Akademisi’nin (IMA) destekleri ile gerçekleştiriyoruz. Yılda iki kez düzenlenen MBFWI için dünyanın değişik ülkelerinden alım grubu temsilcileri ve moda yazarları İstanbul’a geliyor. MBFWI ile Türk markalarının ve tasarımcılarının dinamizmini tüm dünyaya gösteriyoruz. Her sezon 30’un üzerinde defilenin gerçekleştirildiği, ilham verici panellerin yer aldığı organizasyon, hem markalarımız hem tasarımcılarımız hem de ülkemiz için önemli bir tanıtım platformuna dönüşüyor. MBFWI ile eş zamanlı düzenlediğimiz The Core İstanbul’u da markalarımızla tasarımcılarımızın buluştuğu bir platforma çevirdik.  

• 15’incisi 12-16 Ekim tarihleri arasında tamamen dijital platformlar üzerinden gerçekleşecek olan MBFWI’da ne gibi inovatif değişiklikler gündeme gelecek?

MBFWI ilk kez bu sezon, tamamen dijital ortamda gerçekleşiyor. Dijital ortamda banttan yayınlanacak defilelerin çekimlerini ağustos ayında Galataport İstanbul ve Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezi’nde tamamladık. Türkiye Tanıtım Grubu’nun  (TTG) da desteği ile ilk kez İstanbul’un kültürel ve tarihi mirasını da küresel moda platformlarına taşıyoruz. Ana sponsorluğunu yine Mercedes’in yaptığı organizasyonumuzda da bu sezon aynı zamanda moda yayıncılığının iki küresel lideri Vogue Runway ve Business of Fashion ile özel işbirliği açısından bir ilke sahne oluyor. 144 ülkeden, 8 bin 600 tasarımcı etiketini 200 bin alıcıyla bir araya getiren MBFWI’nin özel ortağı Joor, tasarımcıların koleksiyonlarının uluslararası satışlarını gerçekleştirecek. Mekan sponsorluğunu bu yıl Galataport İstanbul, tedarikçi sponsorluğunu ise Brand Who, L’Oréal Professionnel ve MAC Cosmetics üstlendi.

 

EN ÇOK OKUNANLAR