Bahar Akgün / [email protected]

KPMG bünyesindeki araştırmalar ve 2019 yılı kapsamında Türkiye'nin dış ticaret sürecinde öne çıkan gündem maddeleri neler oldu?

TİM verilerine göre küresel sarsıntılara rağmen 2018’de, 168 milyar doların üzerinde ihracat gerçekleştirdik. Bu yılın ilk dokuz ayına ait rakamlar, geçen yılın önünde olduğumuzu gösteriyor. Yıl boyu maliyet baskısı ve korumacılık eğilimleriyle baş etmeye çalışan sanayi sektöründe ihracatın kaynağı olan endüstriyel üretim, dengeli büyümeyi işaret ediyor. Ancak buna rağmen tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de kırılgan bir seyir var. Yılın ilk çeyreğine zayıf başlayan sektörden gelen ikinci yarıya ilişkin verilere göre daralma hızı aydan aya yavaşlıyor. İlk yarıda görülen toparlanma kısmen ihracatın gücünü korumasından kaynaklandı. Küresel ticaret savaşlarında henüz sonu görmedik ama 2019’un ilk yarısında Türk sanayisi dış ticarette ucuz kalmanın faydalarını üst seviyede hissetmeye çalıştı. 

Yeni Ekonomi Programı (YEP) ile çizilen yol haritasındaki büyüme, istihdam, enflasyon ve cari denge beklentilerini makul buluyoruz. 2020’nin ilk çeyreğinde bir değişim olacaksa, Türkiye’yi girdiği her ihracat pazarında öne geçiren katma değerli üretim, fiyat-kalite performansı yine kaldıraç olacaktır. Yine YEP kapsamında belirlenen hedef ülkeler Çin, Meksika, Rusya ve Hindistan ile ilgili tespiti destekliyoruz. Bu ülkelerin toplam ithalat rakamı 3 trilyon dolara yakın. İhracat pazarında yeni bölgelere açılmak, orta ve uzun vadede küresel rekabet gücünü koruyabilmek için teknolojik yatırımlara devam edilmesi gerektiğini tekrar tekrar ve ısrarla her platformda ifade ediyoruz. Ve elbette inovasyon, Ar-Ge, tasarım… E-ihracat, bu konuda önemli bir başlık. Doğru politikalar ve yatırımla Türkiye bölgesinin e-ihracat üssü olabilir. 

KPMG Türkiye, 2019 boyunca nasıl bir yol haritasına yatırım yaparak ilerledi? 

Öncelikle dünyada çok yıkıcı bir teknoloji dönüşümü var. Bütün araştırmalarda kendini gösteriyor. Teknoloji dünyanın ajandasında... Teknoloji şirketleri büyüklük, hacim ve ciro olarak bütün konvansiyonel şirketleri geçti. İş yapma modelleri değişti. Türkiye de bundan etkileniyor. Global tecrübemiz, yatırımlarımız, alanında uzman arkadaşlarımızla taleplere ve teknoloji ihtiyacına yanıt veriyoruz. Biz de değişiyor, yenileniyoruz. En önemli gücümüz, nitelikli insan kaynağımız. Türkiye’de çok güçlü denetim, danışmanlık, vergi departmanlarımız var. Yılın başında vergi bölümüzde güçlü bir adım atıp sektörün duayen isimlerinden Şaban Erdikler ve ekibini KPMG Türkiye Ailesi’ne katmıştık. Ardından danışmanlık bölümümüzü tekrar yapılandırdık. Sektörün alanında engin deneyime sahip isimlerinden Müşfik Cantekinler ve ekibi de aramıza katıldı. 

2020 yılına yönelik hedefleriniz neler olacak? 

Öncelikle ekibimizi büyütüyoruz. Şu anda önceliğimiz, piyasada ihtiyaç duyulan yeni hizmetleri en kaliteli şekilde global network’ü de kullanarak müşterilerimize sunmak.. Birleşme satın alma işlemleri önümüzdeki dönemde Türkiye’nin gündeminde çokça yer alacak. Bu aşamaların tümünde zaten varız. Gayrimenkul değerlemesi, gayrimenkul işlemleriyle ilgili incelemeler birleşme ve satın almaların olmazsa olmaz parçası. Hem değerlemeyi hem gayrimenkul danışmanlığını hizmetlerimize ekliyoruz. Sermaye ve borç yapılandırması hizmetimizi genişletiyoruz. Şirketini büyütmek isteyen yöneticiler ya da işini büyütmek isteyen şirketler için tüm finansman imkanlarını sunuyoruz. Önceliğimiz, teknoloji…Teknolojinin bütün iş kollarında, bütün iş alanlarında yaygın şekilde kullanılmasına destek olmak istiyoruz. Artık bir suistimal inceleme alanımız var. Ağırlıklı olarak teknoloji kullanılan bir alan. Böyle bir ihtiyaç doğdu. Burada yeni bir hizmet vereceğiz.

İstihdam, teknoloji ve yapay zeka odaklı yeni dönem stratejilerinizi özetler misiniz?

Aramıza yeni katılan arkadaşlarımızla bin 700 kişiye ulaştık. Bu yıl, 210 yeni mezun iş başı yaptı. 90’ların sonunda doğan Z Kuşağı’nın öncüleri ilk iş deneyimlerine adım attı. Artık dört kuşak, bir çatı altında çalışıyor. Teknoloji, ajandamızın ilk sırasında… Şirketimizde birkaç departmanın kendi teknoloji laboratuvarları var. Şimdi KPMG’nin bir katında bütün bu laboratuvarları toplayıp hem çalışanlarımız hem müşterilerimiz için bir teknoloji hub’ı yaratacağız. SAS ve Microsoft gibi teknoloji firmaları ile iş birliği yapıyoruz. Yapay zeka, siber güvenlik gibi alanlardaki çalışmalarımız, bu laboratuvardan çıkacak.