USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%

Dergi

18 Haziran 2019 17:47

Uçer: Tarladan sofraya ürün takibi

Doktar Kurucu Ortağı Dr. Selim Uçer, tarımda teknolojinin geleceği ile ilgili Platin'e konuştu

Uçer: Tarladan sofraya ürün takibi

Tarım alanında teknolojinin birçok boyutta sosyal etkilerini gözlemleyeceğimiz bir döneme giriyoruz. Bu boyutlardan ilki, kuşkusuz verim artışı… Dünya nüfusundaki artış ve bu nüfusun zenginleşmesi ile kalori ihtiyacındaki yükselişten dolayı her 20 yıl içerisinde tarımsal üretimin en az yüzde 50 artması gerekiyor. Daha önce 60’larda traktörlerin, 80’lerde kimyasal gübrelerin, 2000’li yıllarda ise hibrit tohumların ortaya çıkması ile bu artış yakalandı. Önümüzdeki 20 yıl için ise Birleşmiş Milletler’in bu konuda en büyük umut alanı olarak adlandırdığı alan, tarımda dijital teknolojilerin ve yapay zekanın kullanımı… Tarımda dijital teknolojilerin kullanılması ile bitkisel gelişimin sanal ortamda modellemesini yapmak, en uygun tohum seçimi, besleme, koruma, sulama ve diğer yetiştiricilik kararlarını vermek mümkün hale geldi. Bu sayede verim 2.5 kata kadar artabiliyor, birim alandan elde edilen gelir yükseliyor.

SAĞLIKLI GIDA İÇİN BİLGİYE DAYALI ÜRETİM

Diğer bir etkisini gözlemleyeceğimiz boyut ise daha sağlıklı gıda üretimi olacak. Yüksek ilaç ve gübre kullanımı sağlığımızı ve doğayı her geçen gün daha fazla tehdit ediyor. Topraklar tuzlanıyor, organik madde miktarı azalıyor, doğada kalıntı birikimi artıyor. Dijital teknolojiler ise girdi kullanımını ortalama yüzde 25 düşürüyor. Dijitalleşme ile bir hastalık riskinin seviyesini gün gün takip etmek ve risk olmadığı durumlarda gereksiz ilaçlamanın önüne geçmek mümkün. Aynı zamanda dijital toprak analizi teknolojileri anında sonuç verdiğinden her gübreleme öncesi uygulanabiliyor, bu sayede toprağa sadece eksik ve bitkinin gelişimi için ihtiyaç duyulan gübreler verilebiliyor. Böylelikle gereksiz gübre kullanımı büyük oranda engelleniyor. Bunların dışında tarıma teknolojinin etki edeceği boyutlar ise uydu görüntüleri üzerinden her ürün için ekim alanı hesaplanması ile makro arz planlamasının kolaylaşması, izlenebilirlik çözümleri ile tarladan sofraya ürünün takibinin mümkün olması ve dijital kooperatif birlikleri ile küçük üreticilerin gelirlerinin ve üretiminin artması gibi alanlar olacak. Özetle, daha sağlıklı ve daha ucuz gıdaya erişim için bilgiye dayalı üretim yapmak zorundayız.

İNTERNET TABANLI SENSÖR TEKNOLOJİLERİ GELİŞTİRİLİYOR

Doktar olarak biz de kendimizi tarımsal bilgi şirketi olarak tanımlıyoruz ve bu dönüşüme önderlik ediyoruz. Bilgiyi ortaya çıkarabilmek için ise nesnelerin interneti tabanlı sensör teknolojileri geliştiriyor, gelen verileri bilgiye dönüştürebilmek için bitkinin matematiğini modelleyen yapay zeka algoritmaları oluşturuyor ve tüm bunları kullanıcı dostu yazılımlar ile üreticilere ve kurumlara sunuyoruz. Bununla birlikte tarım muhafazakar bir sektör. Teknolojik dönüşümü yaratmak için ise sadece teknolojiyi geliştirmek maalesef yetmiyor. Dönüşüm için teknolojinin dışında, farkındalık, motivasyon, yetkinlik ve bilgi seviyesinin de artması gerekiyor. Bu nedenle ürettiğimiz teknolojilerin yanı sıra hem tüm bunlar için zirai danışmanlık ve teknik eğitim sağlıyoruz hem de motivasyon ve farkındalığın artması için tarım alanında diğer öncü kurumlarla iş birliği içerisinde sosyal etki ve dönüşüm programları yürütüyoruz. Bu doğrultuda bugüne kadar binlerce üreticinin teknolojiyi deneyimleyerek sahiplenmesine ve gelirlerini katlamalarına şahit olduk.

YERLİ TEKNOLOJİLERLE DIŞA BAĞIMLILIK AZALACAK

Ülkemiz açısından değerlendirdiğimizde ise büyük bir tarım ekonomimiz var, ancak tarımsal girdilerde büyük oranda dışa bağımlıyız. Önümüzdeki 10 yıl içerisinde tarımda her 100 liralık değerin 25’i teknolojiden gelecek. Bu bağlamda bu teknolojileri yerli olarak üretmek hem dışa bağımlılığı azaltmak hem de teknolojinin üreticiye uygun fiyattan ulaşmasını sağlamak açısından büyük önem taşıyor.  Örnek vermek gerekirse bizim bazı ürünlerimizden önce bu teknolojiye ulaşmak isteyen üreticiler 10 kat fazla para vermek zorundaydı, bu da yaygınlaşmasını önlüyordu. Anadolu, iklimsel özellikleri ve toprağında yetişebilen ürün çeşitliliği açısından dünyada eşsiz bir coğrafya. Ülke olarak nüfusun yüzde 20’si halen tarımdan besleniyor. Bu nedenlerle bu coğrafyanın avantajlarını da kullanarak tarım teknolojilerinde global lider olmak zorundayız. Biz, bu motivasyonla çalışıyoruz, bugün onlarca ülkede dünyanın en büyük gıda tarım ve gıda firmaları Doktar ürünleri ile Ar-Ge’lerini yapıyor. Hedefimiz; üç yıl içerisinde global genişlemeyi tamamlayarak tüm dünyada tarımsal üretimi teknolojilerimizle güçlendirmek. İki sebeple tarımı seçtik. Birincisi; halihazırda analitik düşüncenin ve teknolojinin tarım alanında kullanımının çok düşük olması, ikincisi ise teknoloji ile yaratılabilecek değerin çok yüksek olması. Bununla birlikte daha sağlıklı gıda üretimi, artan verim ile açlık sorunu ve gıda fiyatlarının yüksekliği gibi dünyevi ve büyük problemlere çözüm üretmek ise bizi sürekli motive tutan unsurlar oldu.

EN ÇOK OKUNANLAR