USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%

Ekonomi Haberleri

26 Haziran 2019 16:40

İSO: Türkiye’nin vazgeçilmezi İstanbul Sanayisi için özel vizyon geliştirilmeli

İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, "İstanbul ve çevresinin endüstri iş gücünün yüzde 50’sini barındırdığına dikkat çekerek İstanbul sanayisinin bu ülkenin vazgeçilmezi olduğu gerçeğine bağlı bir İstanbul vizyonu geliştirilmeli. İstanbul sanayisi ve üretimi ile çevre arasında bir tercih yapılmamalı. Tüm kurumların katkısıyla hazırlanacak ve kentsel dönüşümle birlikte ele alınacak bir planlamaya ihtiyacımız var" dedi.

İSO: Türkiye’nin vazgeçilmezi İstanbul Sanayisi için özel vizyon geliştirilmeli

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisi’nin haziran ayı olağan toplantısı, “İstanbul’un Sanayi Kimliği, Sanayinin Yerleşim Sorunu ve Çevre Düzeni Planı’na Bir Bakış” ana gündemi ile gerçekleştirildi. İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın açılış konuşmasını yaptığı toplantıya, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum katılarak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Odakule Fazıl Zobu Meclis Salonu’nda düzenlenen toplantının açılış konuşmasını yapan İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, 23 Avrupa ülkesinden daha büyük nüfusuyla İstanbul’un, dünyada öne çıkan ve içinde sanayinin de olacağı “akıllı şehir” kavramı ile yönetilmesi gerektiğine dikkat çekti. Sanayinin, doğal ve tarihi varlıklar gibi İstanbul’un kimliğini oluşturan diğer değerlerle bir arada yaşaması gerektiğinin altını çizen Bahçıvan “Sanayi ve üretim ile çevre arasında bir tercih yapma zorunluluğu asla söz konusu değildir ve olmamalıdır. Bu sebeple planlama ve kentsel dönüşüm bir arada ele alınmalı, bağımsız yürütülmemelidir. Parçalı değil bütüncül, kapalı değil tüm paydaşları kapsayan, tek kurum tarafından değil tüm kurumların katkısıyla hazırlanmış bir planlamaya ihtiyacımız var” diye konuştu.

Sanayiciler olarak önceliklerinin İstanbul’un ekolojisinin korunması olduğunu vurgulayan Bahçıvan “Ekoloji ve ekonomi arasında bir çatışma, bir mağlup veya kazanan olması gerekmez. İyi bir planlama ile çevrenin korunduğu ama aynı zamanda sürdürülebilir kalkınmaya katkı sağlayan bir sanayileşmenin devam etmesi rahatlıkla sağlanabilir. Dünya örneklerine baktığımızda; sanayi alanların şehir yüzölçümlerine oranı; Berlin’de yüzde 1,5, Londra’da ise yüzde 3’dür. Bu oran İstanbul’da ise yaklaşık yüzde 1,5’dir. İstanbul’un sahip olduğu oranı eleştirmek yerine daha da güçlendirmemiz gerekiyor” dedi.

İstanbul, iş gücünün yüzde 50’sini barındıran bölgenin kalbi

İstanbul’un, İzmit ve Tekirdağ ile birlikte endüstri iş gücünün yüzde 50’sini barındırdığını, Marmara Denizi ve Trakya Bölgesi ile vazgeçilmez bir bütünlük içinde olduğunu belirten Bahçıvan “Demiryolları ve limanların karayoluyla, hava taşımacılığı ile entegrasyonu, lojistik sistemlerin bir bütünlük içerisinde çalışması İstanbul’un kendi il sınırları içerisinde çözülebilecek meseleler olarak düşünülemez. Çevre düzeni planı, İstanbul’un, İstanbul sanayisinin Türkiye ekonomisinin itici gücü olduğu gerçeğini göz ardı etti. Merkezi yönetimin, İstanbul’un planlanması noktasında tasarrufları elbette önemli. Her bakanlığın kendi iştigal konusuna göre plan yapması durumunda bu planlar birbirleriyle örtüşmeyebilir. İşte bu noktada; İstanbul sanayisinin bu ülkenin vazgeçilmezi olduğu gerçeğine bağlı bir İstanbul vizyonu geliştirilmelidir. Şu anda revize edilmekte olan Çevre Düzeni Planı çalışmalarını bunun için önemli bir şans olarak görmekteyiz. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’mızın koordinasyonunda, başta Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız olmak üzere tüm tarafların iradeleri ile İstanbul’umuzun sanayi ile şahlanmasını sağlayacak bir planı hayata geçirmeliyiz” diye konuştu.

"Emlak Sanayi modeliyle finansman kaynağı heba olmaz”

Konuşmasında İstanbul’da kaynakları verimli kullanmanın önemine değinen Bahçıvan, şu önerilerde bulundu:

“İstanbul sanayisinin yerleşiklik sorunu, ciddi bir kaynak israfına yol açıyor. En etkili çözüm; organize sanayi bölgeleri. Biri Avrupa diğeri Asya yakasında olmak üzere kentte iki yeni OSB kurulması gerekiyor. “Emlak Sanayi” modeliyle, uygun devlet arazilerinin ve üzerine kamu tarafından inşa edilecek fabrika binalarının özel sektöre uzun süreli kiralama yöntemiyle tahsis edilmesi, finansman kaynağının arsa ve gayrimenkul yatırımına heba edilmesinin önüne geçecek. İstanbul’un ihtiyaç duyduğu yeni fuar alanı için minimum yatırımla ideal bir altyapı sunan Atatürk Havalimanı, hem sektörlerimizin bu alandaki önemli bir ihtiyacını karşılar hem de İstanbul’a fuar turizmi gibi önemli bir prestij ve gelir imkanını da kazandırır.Atık yönetim felsefesi; kamuda, mahalli idarelerde, sanayide ve tüm bina ve yerleşkelerde yaygınlaştırılmalı, bu konuda çalışan, Ar-Ge projeleri yürüten sanayi kuruluşları özel teşviklerle desteklenmeli. Ayrıca geçen yıl sonunda yayınlanan Yeni Çevre Kanunu’nda üretilen ürün başına belirlenen geri kazanım katkı payı, ilgili sektörler için maliyet artışları getiriyor. Zaten atık bertaraf maliyetine katlanan sektörlerimizden ikinci kez bedel alınması adil değil.”

EN ÇOK OKUNANLAR