Amaç; geriye değil, hep ileriye bakmak. Çünkü tasarladığım herhangi bir ürün, mutlaka birinin hayatını etkileyecek. Tasarım sürecimin ana faktörü, kullanım kültürü. Çünkü ben başkalarının hayatına ‘dolaylı’ olarak girip onların hislerini uyandıran günlük objeler tasarlayarak, hayatlarını daha değerli kılmak, yaşamlarına farklılık, yenilik getirmek, malzemesiyle, dokunuşuyla, işleviyle bir ‘kalite’ katmak istiyorum. Günlük yaşamda sizi çevreleyen ve size, duygusal ya da fiziksel, dokunan ürünleri tasarlıyorum. Bunu yaparken de yaptığım işten büyük keyif alıyorum. Bu da önemli bir faktör, çünkü yaratıcılık/tasarımcılık bir meslekten çıkıp düşünce ve yaşam biciminiz oluyor; onunla soluyor, onunla uyanıyor, onunla yatıyor, onunla rüyalarınızı renklendiriyorsunuz.

Tüm bu süreçlerden geçerken bir tasarımcıyı diğerinden ayıran, onun bu üretkenliği süresince yeni bir şey söyleyebilen, mevcut çağdaş trendleri bir adım öteye taşıyabilen, aynı zamanda özgün, bireysel bir bakış açısını, kişisel bir dili ifade edebilen, estetik bir dile sahip olması… Benim ifade dilim ise yalın, agresif olmayan, çağdaş, stilizmden uzak ve zamana dayanıklı… Yumuşak ama kuvvetli, bildik ama yenilikçi. Ya bakıldığında ya da tutulduğunda insanı bir şekilde heyecanlandıran, uzun müddet sizin hayatınızdan çıkmayacak, kalıcı bir lisan benimki. Kimi zaman, materyaller, farklı kullanım alanları/biçimleri ile yaratıcı, kimi zaman ise yaklaşımı ve fikirleri ile bir ruhu yansıtan. Ben bu lisanla, bu dille var oluyorum… Birikim bilinçaltında şekilleniyor. Birikiminizi bir süzgeçten geçiriyor ve yukarıda anlattığım süreçlerden geçip ürünlerinizi kullanıcılar ile bu dil aracılığı ile buluşturuyorsunuz. Bu arada o süzgeci süzgeç yapan da sizsiniz, sizin kişiliğiniz! 

Sevgilerimle;

Tasarımcı 

PLATİN'İN MART SAYISINI ALMAK İÇİN TIKLAYIN