USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%

Lifestyle

01 Haziran 2018 12:25

Şık ve dinamik bir stil yansıtıyor

Gama Alfa Plastik İnovasyon A.Ş. ile Genç Yönetici ve İş Adamları Derneği (GYİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Yiğit Savcı, iş hayatındaki başarısını stiline de yansıtıyor. Şık ve aynı zamanda spor bir stil tercih eden savcı ile Cacharel’in kendisi için hazırladığı özel dikim takım elbisenin provasında bir araya geldik.

Şık ve dinamik bir stil yansıtıyor

Dalida Özatay Erus / [email protected]

Dinamik, samimi ve heyecanlı bir karakter sergileyen Yiğit Savcı, bu kişilik özellikleri sayesinde başarılı bir kariyer ve dengeli bir yaşam kurmuş. Adanalı bir ailenin çocuğu olan Savcı, 18 yaşında Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nde okumak üzere İstanbul’a geliyor. Mezuniyetinden hemen sonra da iş arayışına şantiyelerden başlıyor. Takvimlerin 1997 yılını gösterdiği günlerde yaşanan ekonomik krizin inşaat sektörünü etkilemesi ile iş bulamıyor. Kendisi gibi inşaat mühendisi olan ağabeyi, plastik sektöründe iş yapan arkadaşını öneriyor. İşte bu noktadan sonra Yiğit Savcı, eğitimini aldığı mesleğini bir yana bırakarak plastik sektöründe kendi tabiri ile tüccarlığa başlıyor. Savcı’nın kariyer yolculuğunu dinlerken girişimci ruhundan yaşam felsefesine, kendini geliştirdiği alanlardan modaya olan ilgisi ve giyim tarzına yönelik pek çok detayı öğreniyoruz. 

Kariyer hikayeniz nasıl gelişti? 

Bugün ortağım olan Osman Nuri Çürüksulu, o günlerde dünyada en büyük emtia tüccarlarından Louis Dreyfus’un Türkiye’de acentasıydı. İş hayatına adım atarak tüccar olma yolunda ilerledim. Daha sonra Louis Dreyfus, Koç’un dış ticaret şirketi Ram Dış Ticaret’le bir ortaklık yaptı. Biz de Başar Holding’e bağlı Başar Petrokimya bünyesindeki 3 şirketi yöneten bir ekiptik. Üç yıllık ortak hareket etme anlaşması imzaladık. Bu sürenin sonunda 2001 krizi gelişince bu ortaklık sona erdi. Koç ailesi, Ram Dış Ticareti küçültmeye karar verdi. Başar Ailesi ise finansal zorluğa girdi. Ama Amerikalılar yollarına devam etti. Biz de ortağımla beraber o krizi fırsata çeviren girişimcileriz. Gama markamız burada doğdu. Hedefimiz, kurduğumuz işi büyütmekti ama sermayemiz yoktu. Ortağımın İzmir’de babasına ait bir evi vardı. Babasının izni ile evi sattık ve o para ile bir şeyler alıp satmaya başladık. Azmimiz ve girişimci yapımızla ciddi bir atılım yaptık. Büyük büyük mallar alıp satmaya başladık. Ram’dan dolayı müşterilerimizle iyi ilişkilerimiz vardı. Onun verdiği güçle 2004’e kadar işlerimiz çok iyi gitti. Ancak bir zaman sonra kazansak da marj yeterli gelmiyordu. Bu kez ithalat yapmayı düşündük. Herkes Avrupa’ya giderken biz alternatif bir pazar yarattık ve Asya’ya gittik. Küçücük bir ada olan Singapur’daki Jurong Adası petro-kimya sektörüne ev sahipliği yapıyor. Burada araştırmalar yaparken Singapur’a yerleşmeye karar verdim. Ortağım iç piyasada yer alırken ben de dışarda alıp satmaya başladım. 2005’ten itibaren Japonya’dan başlayarak Kore, Tayvan, Tayland, Endonezya, Malezya ve Hindistan’a kadar tüm o coğrafyayı dolaştım. Elimde çantamla Türk pazarını ve ürünlerimizi anlatıyordum. Böylece pazarda Gama ismi kökleşmeye başladı. 2009’un başında Dreyfus, şirketin yüzde 70’ini J. P. Morgan’a sattığını, 250 milyon dolar değerindeki plastik departmanını kapatacağını belirtti. Yani acentalığımızın sona geldiğini bildiriyorlardı. Amerika’ya giderek oradaki patronumuzla konuştuk ve Gama markası ile devam edebileceğimizi söyledik. Şubat 2009’da Gama Amerika’yı kurarak 3 kıtada faaliyet gösteren bir şirket olduk. Beraberinde Brezilya, Çin ve Tayland ofislerini de bünyemize kattık. 2010 yılının sonunda yaklaşık 160 milyon dolar ciro yapan, Türkiye’nin ilk 250’sine giren bir şirket haline geldik. Bu arada pazarda bir dönüşüm yaşanıyordu. 2008-2009 yıllarından itibaren petrokimya yatırımları hızla petrolün merkezi olan Suudi Arabistan’a kaymaya başladı. Bu yönelişin, tüccarı ezebilecek bir yapı olabileceğini düşünürken bunu yaşamaya da başladık. 2009 krizinde Çayırova’da yatırım amaçlı aldığımız gayrimenkulü değerlendirmeye karar verdik ve mühendislik plastiği üretmeye karar verdik. Böylece kendimizi sanayici tarafına evirirken yaklaşık 3 yıl sonra Arçelik’e ciddi bir üretim yapmaya başladık. 

Röportajın devamı Platin'de...

EN ÇOK OKUNANLAR