USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%

Yaşam

10 Mayıs 2019 13:18

Bir tutku hikayesi...

Kurumsal hayatta oldukça parlak bir kariyeri olan Onur Kutlu Gago, genç yaşta yaptığı mesleğin hiç kendisine göre olmadığını düşünüp rotasını hayallerine doğru çevirenlerden 2014 yılında 13 yıllık bilgisayar mühendisliği kariyerine noktayı koyarak tam zamanlı girişimci olan Onur Kutlu Gago ile kurduğu Tale markasını konuştuk

Bir tutku hikayesi...

Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?

İzmirliyim ve Selanik göçmeni bir aileden geliyorum. Soyadımız Gago da oradan gelir. Ege Üniversitesi’nden bilgisayar mühendisi olarak mezun olduktan sonra, AIESEC sayesinde ilk işimi Belçika’da buldum. 14 ay boyunca orada büyük bir yazılım şirketinde çalışıp Türkiye’ye geri döndüm. Önce Boğaziçi Üniversitesi’nde Mühendislik ve Teknoloji Yönetimi yüksek lisansı, ardından da Yeditepe Üniversitesi’nde işletme doktorası yaptım. Bilgisayar mühendisi olarak kurumsal hayatta oldukça parlak bir kariyerim vardı. Ancak bu hızlı yükseliş, beni genç yaşlarımda, hızlı bir şekilde kurumsal entrikaların içine soktu. Ve bu hayatın aslında bana hiç uygun olmadığına kanaat getirip kendi işimi yapmaya karar verdim. Uzunca bir süre, gündüzleri bilgisayar mühendisi olarak, akşamları ve hafta sonlarında da deneyim seyahati projesi üzerinde çalıştım. En nihayet 2014 yılında, 13 yıllık bilgisayar mühendisliği kariyerime bir noktayı koydum ve tam zamanlı girişimci oldum.

Tale’in nasıl bir girişim hikayesi var?

Tale bir tutku hikayesidir. Bilgisayar mühendisliğini bırakma kararı aldığımda şöyle demiştim: “Bundan sonra tutkuyla bağlı olduğum bir alanda çalışacağım.” Tale, önceleri amatör bir ruhla, yarı zamanlı olarak, eşe dosta geziler yaparak başladı. Hatta ilk zamanlar adı da Tale değildi, Kap Bavulu’ydu. “Kap bavulu gidelim!” dermiş gibi. Yaklaşık 3-4 sene, bir yandan konsepti oturtmak, bir yandan da deneme gezileri yapmakla geçti. İskoçya’ya, İtalya’ya, Beyrut’a pek çok gezi düzenledik. 2014 yılında IBM’den ayrıldığımda konsept çoktan oturmuştu. Artık bu işi daha profesyonel olarak yapmanın zamanı gelmişti. Tale’in çok ilginç bir başarı hikayesi var. Konsept o kadar özgün ve o kadar ilgi çekici ki, yıllardır turizm bilim insanlarının dile getirdiği, tüketicinin hayal ettiği ‘deneyim seyahati’ kavramını, sahada uygulayabilen ilk girişim olduk. Genç Girişimciler Derneği JCI (Junior Chamber International) tarafından Türkiye’nin En Başarılı 10 Genci’nden biri seçildim. TEDx konuşması yapmaya davet edildim. Ancak finansal ve ticari anlamda baktığınızda Tale ve deneyim seyahati kavramı hala bir bebek. Belki de bu konsepti biraz daha farklı bir modele oturtmak gerekiyor. O ideal modeli bulunca büyük bir patlama yaşanacağını düşünüyorum.

Deneyim seyahati alanındaki gezilerinizi anlatabilir misiniz?

Yaptığımız deneyim seyahatlerinin birinci amacı şu: gittiğiniz yerin geleneksel kültürünü adeta oralı gibi yaşamanızı sağlamak. Bu amacı gerçekleştirmek için, sizi çok özel yerel insanlarla bir araya getirip onlarla birlikte yemek yapmanızı, bir el sanatını, bir zanaatı icra etmenizi, müzik yapıp dans etmenizi sağlıyoruz. O kültürü A’dan Z’ye tüm yönleriyle ve derinden tanımanızı sağlıyoruz. Ve tüm bu deneyimler, başınızda oralı, yerel bir rehberin önderliğinde gerçekleşiyor. O kültürü, en doğal haliyle yaşayabilmeniz için gezilerimizi 6-8 kişilik küçük gruplarla yapıyoruz. Tecrübeyle gördük ki gruplar 8 kişiyi geçtiğinde işin büyüsü bozuluyor, birebir iletişim kopuyor, deneyimler adeta bir gösteriye dönüyor. Gezilerimizi iki türlü yapıyoruz. Birincisi, tarihini bizim ilan ettiğimiz, gezginlerin tek tek katılarak bir karma grup oluşturduğu geziler. İkincisi ise, insanların zaten kendi 6-8 kişilik gruplarını oluşturdukları kapalı gruplar. Kapalı gruplar için aynı geziyi, aynı fiyata, sizin istediğiniz tarihte, size özel olarak yapabiliyoruz. Şu anda yurt içinde üç, yurt dışında beş olmak üzere toplamda sekiz tane deneyim seyahatimiz var. Yurt içi deneyim seyahatlerimiz bir gece konaklamalı hafta sonu programları şeklinde oluyor. Şimdilik İznik, Isparta ve Elazığ’da yapıyoruz. Yurt dışı deneyim seyahatlerimiz beş günlük programlar halinde oluyor. Şimdilik İskoçya, Portekiz, İtalya, Mısır ve Kırgızistan’a yapıyoruz. Yeni geziler üzerinde de çalışıyoruz.

Turistler en çok neleri deneyimlemeyi seviyorlar?

Her gezgin, kendi kültüründen farklı olan tüm kültürlere merak duyar. Ne yazık ki küreselleşme, tüm yerel kültürleri silindir gibi ezip dünyanın her tarafını aynılaştırıyor. TEDx konuşmam da tam bu konu üzerineydi, izlemenizi tavsiye ederim. O nedenle gezginlerin ilgisini çeken kültürler, genelde küreselleşmenin henüz erişemediği, özgünlüğünü kısmen de olsa korumayı başarabilmiş kültürler oluyor. Kıta olarak baktığımızda Asya, Afrika ve Güney Amerika bu konuda başı çekiyor. Ülke bazında baktığımızdaysa Güney Amerika’da Bolivya, Orta Asya’da Kırgızistan, Afrika’da Etiyopya, Güney Asya’da Hindistan gibi ülkeler kültürel farklılığı en çok yaşayabileceğiniz yerler. Bizim de Tale olarak vizyonumuz, yerel kültürlerin yok olmasının önüne geçebilmek. Bu konuda sivil toplum kuruluşlarıyla da birlikte hareket ediyor, çeşitli projeler gerçekleştiriyoruz.

Yurt dışından Türkiye’ye gelen deneyim turistleri de oluyor mu?

Türk kültürü çok zengin ve çok özgün bir kültür. Yemeklerimiz, müziğimiz, el sanatlarımız, zanaatlerimiz yabancıların çok ilgisini çekiyor. Ancak bu noktada, turizm alanında faaliyet gösteren diğer firmalara seslenmek istiyorum. Lütfen sürdürülebilir turizm konusunu birinci öncelik haline getirin. Kısa vadeli ‘köşe dönme’ anlayışından uzaklaşarak uzun vadeli kalıcı gelirlere odaklanın. Çünkü turizm çok hassas bir konu. Bir yerle ilgili kötü bir algı oluştuğu zaman, onu değiştirmek onlarca yıl sürüyor. Bu alanda İtalyanlar, Fransızlar ve İskoçlar çok başarılılar. Kendi kimliklerini kaybetmeden, özgün dokuyu bozmadan turistlere hizmet etmenin yolunu çok iyi bulmuşlar. Biz de onları örnek almalıyız. 

Türkiye’nin en başarılı 10 gencinden biri seçildiniz. Konu hakkında neler söylersiniz?

Çok gururlandım ve inanılmaz mutlu oldum. Beni bu ödüle layık gören jüride Tan Sağtürk, Prof. Dr. Orhan Kural gibi önemli isimler vardı. Onların takdiriyle böyle bir ödülü kazanmak beni gerçekten çok sevindirdi. Kendilerine ve JCI camiasına yürekten teşekkür ediyorum. Bu ödülü almamın nedeni, yerel kültürleri sürdürülebilir turizm anlayışı içinde, özgün dokusunu bozmadan, gezginlerle buluşturabilmemizdi. Tale’in deneyim seyahati anlayışı, aslında istenildiğinde ne kadar kaliteli işler çıkarabileceğini göstermiş oldu. Unutulmaya yüz tutmuş kültürel değerlerin, doğru şekilde konumlandırıldığında nasıl bir pırlanta gibi parlayabileceğini gösterdi. Tale’i kurduğumuzda, bu işi daha ziyade yabancı kültürleri tanımak için konumlandırmıştık. Yurt içi gezileri düzenlemeye başlayınca, aslında kendi kültürümüzden ne kadar koptuğumuzu, bunun ne kadar büyük bir değer olduğunu ve insanların da içten içe buna ne kadar kıymet verdiğini anladık. İşte bu fikirleri böylesine bir ödülle taçlandırmak beni bu yüzden bu kadar mutlu etti.

Geleceğe yönelik plan ve projeleriniz nelerdir?

Tale’i kurduğumda bu işi öncelikle Türk gezginlere yönelik kurgulamıştım. Ancak artık bu işi daha global bir hale getirmenin zamanı geldi. Gerek Türkiye’ye gelen yabancı gezginlere, gerekse de bizim yurt dışında yaptığımız deneyim seyahatlerine ilgi gösterecek diğer gezginlere ulaşmak için doğru zaman olduğunu düşünüyorum. Örneğin biz Kırgız kültürünü öyle güzel yaşatıyoruz ki, neden bundan sadece Türk gezginler yararlansın? Almanlar, İngilizler ve Çinliler de bundan büyük keyif alacaktır. Yapacağımız hamlelerden biri bu olacak. İkincisi, biz bu işi biraz daha geniş kitlelere yaymak için mümkün mertebe ekonomik tutmaya çalıştık. Hem gezilerimizi hem de tüm iletişimimizi ona göre yaptık. Ancak yıllar içinde gördük ki, aslında bu geziler, doğası gereği lüks bir hizmet kategorisine giriyor. Ve bizim yaptığımız iş zaten neredeyse VIP çizgisinde. Biz bu gerçeği biraz görmezden geldik açıkçası. Önümüzdeki dönemde, gerek gezilerimizin içeriğini ve gerekse iletişim dilimizi buna göre ayarlamayı düşünüyoruz. Son olarak da şundan bahsedeyim. Bizim bugüne kadarki en küçük ürünümüz, hafta sonu gezilerimizdi. Deneyim seyahati o kadar farklı bir kavram ki, insanların bu kavramla daha kolay tanışabileceği günübirlik geziler de yapmayı düşünüyoruz. Öncelikle İstanbul’dan başlayarak önce Türkiye’de sonra da çalıştığımız diğer ülkelerde günübirlik deneyim seyahatleri düzenleyeceğiz.

EN ÇOK OKUNANLAR