USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%
Murat  Yeşildere

YAZARLAR

31.07.2020 19:40:00

(E-Spor) oynaya oynaya gelin çocuklar...

E-sporun olimpiyat oyunları arasına katılmasının arkasında sadece gençleri olimpiyatlara ısındırmak arzusu yok; milyarlarca dolarlık izleyici, sponsor ve reklam pastasının daha da büyütülmesi hedefi var.

Covid-19'un etkilerinden biri de irili ufaklı birçok etkinliğin, dünyanın hemen her yerinde ertelenmesi oldu. Ertelenen etkinlikler arasında belki de en önemlisi Japonya’da,  benim bu yazıyı hazırladığım saatlerde, açılışının yapılması beklenen 32. Yaz Olimpiyatları’nın 2021 yılına ötelenmesiydi. Önümüzdeki yıl, 23 Temmuz-8 Ağustos 2021 tarihleri arasında yapılması planlanan olimpiyatların, bir başka özelliği ise tarihin en çok madalya dağıtılacak OIimpiyat Oyunları olması… Yaklaşık bir yıl sonra yapılacak yarışmalarda 339 madalya sahibini bulacak. 

Nasıl olur da madalya sayısı artar diye araştırdığımda, Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin tarihte ilk kez ‘sörf, tırmanma ve kaykay’ı olimpik sporlar arasına alarak yarışmalara dahil ettiğini öğrendim. Yanlış duymadınız, kaykay artık bir olimpik spor! Yeni spor dallarının Olimpiyat Oyunları arasına dahil edilmesinin temel motivasyonu ise olimpiyat izleyici sayısını artırabilmek. The Economist’in haberine (27.06.2020 tarihli nüsha) göre İngiltere’de 16-19 yaş grubu gençlerin sadece %28’i ‘geleneksel’ olimpiyat oyunlarının yarışmalarını canlı olarak takip ediyormuş. Artık ‘kaykay’, bir olimpiyat oyunu olacağına göre, izlenme oranı radikal olarak artacak mı bilemiyorum ama İngiltere’de aynı yaş grubundaki gençlerin %57’sinin video oyunları ile ilgileniyor olması, sanyorum Olimpiyat Komitesi’nin ‘ağzını sulandırıyor’. Yani 2021’e yetişmese de, milyonlarca insanı ekran karşısına çeken e-spor dalları ya da oyunları, 2024 Olimpiyat Oyunları’nda kendisine yer bulursa, hiç şaşırmayın. Kuşkusuz e-sporun olimpiyat oyunları arasına katılmasının arkasında sadece gençleri olimpiyatlara ısındırmak arzusu yok; milyarlarca dolarlık izleyici, sponsor ve reklam pastasının daha da büyütülmesi hedefi var.  

KÜRESEL E-SPOR BÜYÜKLÜĞÜ, 2 MİLYAR DOLARA YAKLAŞACAK

The Economist’in yukarıda bahsi geçen haberinde ilginç bir başka karşılaştırmadan daha bahsediliyor. 150 yıllık tarihçesi olan tenis sporunda yaklaşık 200 oyuncunun, tenis sporundan hayatını geçindirebildiği belirtilirken, e-spor dünyasının ‘efsane’si League of Legends oyununun ‘piri’ olmuş yaklaşık 1000 oyuncunun, sadece bu oyunu oynanayarak hayatını kazandığı ifade ediliyor. Geçen sene League of Legends oyununun küresel finalini 44 milyon kişi canlı olarak izlemiş. PwC danışmanlık firmasının tahminlerine göre, küresel e-spor pastasının büyüklüğü 2024 Olimpiyat Oyunları’na ulaşmadan 2 milyar dolara yaklaşacak. Sektör uzmanları, 2020 yılındaki Covid-19 etkisinin, e-spor dünyasına daha da büyük destek olacağı inancındalar. Zira evde harcanan zamanın artmasının oyunlara ilgiyi artırdığı gözlemlenirken, diğer yandan da başta motor sporlarından gelenler olmak üzere birçok profesyonel sporcunun e-spor oyunlarında boy göstermesinin de ilgiyi ve tanınırlığı daha da ileri taşıyacağı öngörülüyor.

LİSANS PROGRAMLARI DA DİKKAT ÇEKİYOR

Her ne kadar ekran karşısında e-spor becerilerini ‘oynayarak’ geliştiren ‘alaylı’ oyuncu sayısı hiç de az olmasa da,  e-spor dünyasının taşıdığı potansiyel, akademik kurumların da iştahını kabartmış olacak ki, dünyanın farklı coğrafyalarında bulunan 15 civarında üniversitenin e-spor ve yönetimi konusunda lisans programları başlattığı da görülüyor. Programların içeriğinde sadece dijital becerilerin değil, risk algısı ve yönetimi ile iletişim ve hızlı ve etkili karar verme becerisinin geliştirilmesinin hedeflendiği de tespit edilmiş. Programı tamamlayan öğrencilerin en çok geliştirdikleri beceri ise çağımızın belası olan ‘stresin’ yönetilmesi olmuş. 

 

DİĞER YAZILARI