USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%
Serhat Özeren

YAZARLAR

16.11.2016 11:35:00

21 Ekim'deki siber saldırının satır araları iyi okunmalı

21 Ekim’de dünyada ve ülkemizde ciddi anlamda etkisini gösteren DDOS saldırısı gelecekte olası daha büyük saldırıların ön habercisi olarak endişeleri artırdı. Siber saldırının internet trafiğini yöneten en önemli şirketlerden biri olan ‘DYN’i hedef alması oldukça önemli ve iyi okunması gerekiyor

 

İnternet artık hayatımızın vazgeçilmez bir parçası ve etkisi daha da artarak devam edecek. İnternetin dünya üzerindeki tüm nüfusa ulaşması için çeşitli projeler yürütülüyor. Bunların arasında en çok ilgi çekenlerden biri de, dünyanın internet teknoloji devi Google’ın yürüttüğü, balonlar üzerinden her coğrafyaya, her bireye internet götürmesi. Kısacası interneti olmayan kimsenin olmayacağı bir dünyaya doğru hızlıca ilerliyoruz. Peki, yalnızca bireyler mi interneti kullanacak? Özellikle nesnelerin interneti kavramı da hızlı bir şekilde hayatımızda yerini almaya başladı. Neredeyse bütün cihazların bir internet adresi olacak; her şey, her cihaz ve herkes internet üzerinden birbirine bağlanabilecek. Dünyada yaklaşık 4 milyar internet kullanıcısı olduğu hesaplanıyor. Gelecek 10 yıl içerisinde nesnelerin internetiyle birlikte bu sayının 50 milyarı bulacağı tahmin ediliyor. İnternetin gelişimiyle beraber muazzam sektörler doğdu ve doğmaya devam ediyor. Sosyal medya şirketleri, güvenlik yazılım şirketleri, elektronik ticaret şirketleri bunlardan sadece bazıları… İnternete bu kadar bağımlı olmamız başka problemleri de beraberinde getiriyor. Bu problemlerin en önemlisi ise siber saldırılar. Siber saldırılar karşısında kamu güvenliği, kritik sektör güvenlikleri (enerji, finans, ulaşım, savunma, sağlık, haberleşme vs.), kişisel veriler ve finansal bilgilerimiz hepsi risk altında olabiliyor. Siber tehditlerin başında sanayi ve hizmet şirketlerinin verilerinin çalınması ve kötü amaçlı kullanılması riski yer alıyor. Buna gerekçe olarak Endüstri 4.0 uygulamalarının yaygınlaşması gösteriliyor. İnternet tarayıcı hesaplarından, kişisel e-posta kutularından, Google AIM’deki gibi müşteri mesajlaşma araçlarından ve ofis programlarından çeşitli yöntemlerle, izinsiz elde edilen veriler, kötü amaçlı kullanılarak şirketlere ve kişilere maddi/manevi zararlar veriliyor. Diğer yandan internet, günümüzde elektrik, su, atık su, petrol, doğalgaz, ulaştırma, kimya, ilaç üretimi, kâğıt, yiyecek, içecek ve otomotiv, uzay/havacılık sektörlerinde de kullanılıyor. Akıllı şehirler, akıllı evler ve arabalar, tıbbi cihazlar hep IP tabanlı olarak kontrol ediliyor. Her cihazda internetin olduğu bir dünyada, yakın zamanda komşunuz “Elektrik süpürgen bize saldırdı” şeklinde bir cümle kullanırsa, buna da şaşırmayacaksınız. Çünkü dünyada meydana gelen siber saldırıların birçoğunun nedenini DDOS (Distributed Denial of Service/Hizmetin Dağıtılmış Reddi) saldırısı dediğimiz, başka cihazlardan belirli bir DNS veya IP adreslerine yapılan saldırılar oluşturuyor.

 

SİBER TEHDİTLERE KARŞI YÜRÜTÜLECEK AR-GE ÇALIŞMALARI DESTEKLENMELİ

 

21 Ekim’de dünyada ve ülkemizde ciddi anlamda etkisini gösteren DDOS saldırısı gelecekte olası daha büyük saldırıların ön habercisi olarak endişeleri arttırdı. İnterneti kullanan herkes mutlaka ‘DNS’ sözcüğünü duymuştur. DNS sunucusu, site isimlerini IP adresine yönlendiren bir veri tabanına sahip bilgisayar sunucusudur. İşte bu açıdan 21 Ekim’deki siber saldırının internet trafiğini yöneten en önemli şirketlerden biri olan ‘Dyn’i hedef alması oldukça önemli ve iyi okunması gerekiyor. Bize göre bu saldırıyla, küresel olarak internetin çökertilmesi hedeflendi. Dünyada internetin çökmesinin ne demek olduğunu buraya yazmaya gerek duymuyorum. Ama tek kelimeyle ilk çağ dönemine dönmek ve kaos demektir. Bence bu saldırıyı yapanların amacı ve bu saldırının sonucunda ne hedefledikleri çok iyi analiz edilmelidir. Bu basit bir saldırı olarak durmuyor. Bir deneme veya yeni bir saldırıların ön çalışması olabilir mi? Bu kaosları yaşamak ve korkulu rüyalar görmek istemiyorsak, ‘SİBER GÜVENLİK’ konusunda ‘Devlet Politikası’ olarak en önemli önceliğimiz Ar-Ge çalışmaları ve ürün geliştirme olmalıdır.

DİĞER YAZILARI