USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%
Serhat Özeren

YAZARLAR

3.06.2016 11:21:00

Dijital Regülasyon Forumu’nun ardından izlenimler

Dijital regülasyon forumu, ‘Polıcıes For The Dıgıtal Sıngle Market: An Evolutıon Or A Revolutıon?’ ana temasıyla düzenlendi. Toplantıda sektörün önde gelen karar alıcı ve düzenleyicileri, başta telekomünikasyon işletmecileri olmak üzere dijital ekosistemin aktörleri, araştırma ve danışmanlık firmaları, sivil toplum kuruluşları ve akademisyenler buluştu

Nisan ayında Londra’da önemli bir etkinlikteydim. Telekomünikasyon alanında dünyanın önde gelen etkinliklerinden olan 'Dijital Regülasyon Forumu’nun (Digital Regulation Forum) 10’uncusu ‘Policies for the Digital Single Market: An Evolution or a Revolution?’ ana temasıyla 20-21 Nisan tarihlerinde Londra’da gerçekleştirildi. Dijital Regülasyon Forumu, eski adı ile Telekomünikasyon Regülasyon Forumu, her yıl dünyadan ve Avrupa’dan sektörün önde gelen karar alıcı ve düzenleyicileri, başta telekomünikasyon işletmecileri olmak üzere dijital ekosistemin tüm aktörlerini, araştırma ve danışmanlık firmalarını, sivil toplum kuruluşları ve akademisyenleri buluşturuyor.

 

Konferansta dijital sektördeki rekabet ve yatırımlar masaya yatırıldı

Aralarında BEREC Başkanı Wilhelm Eschweiler, Avrupa Komisyonu DG Connect Regülasyon Koordinasyonu Başkanı Reinald Krueger ve İtalya Başbakanı Özel Danışmanı Franco Bassanini’nin de olduğu konuşmacıları dinleme şansımız oldu. Konferans, ülkelerin bilgi ekonomisine geçişinde telekomünikasyon sektörünün itici güç olarak öne çıktığı, sektörün dijital ekosistemiyle birlikte sürdürülebilir büyümesinin ve yatırımların devamlılığının giderek önem kazandığı bir dönüm noktasında gerçekleşti. Konferansta, dijital sektörde rekabet ve yatırımlar, yeni nesil altyapı şebekelerinin yayılımı, konsolidasyon, 5G, şebeke tarafsızlığı gibi konular Avrupa Parlamentosu ve Komisyonu’ndan katılımcılar, ulusal düzenleyici otoriteler ve politika belirleyicilerin yanı sıra Deutsche Telecom, BT Group, Orange, KPN, Verizon, AT&T, Telefonica, Google, Facebook, ZTE gibi sektörün önde gelen firmaları ve sektör kuruluşlarının katılımıyla ele alındı.

 

Avrupa birliği'nde telekomünikasyon sektörünün giderek kötüleştiği mesajı verildi

Türkiye’den katılan tek konuşmacı Türk Telekom Genel Müdür Yardımcısı Dr. Ramazan Demir’di. Kendisini, ‘Yakınsayan Hizmetler için Düzenleme Ortamı’ konulu panelde, Almanya ve İtalya’nın telekom düzenleyici kuruluşlarından temsilciler, BT Grubu, Oxera ve Cable Grup temsilcileri ile birlikte sektörün mevcut durumunu ve yakınsamayla birlikte artan çoklu hizmetlerin yaygınlaşması için elverişli düzenleme ortamını değerlendirirken dinleme fırsatımız oldu. Avrupa Birliği’nde telekomünikasyon sektörünün giderek kötüleştiği mesajları verildi. Hatta “paranızı sektöre yatırır mısınız” diye de sorulmadı da değil. Temel unsur, “regülasyon şart ama sadeleştirilmiş regülasyonlar…” mesajı verildi. Özellikle işletmeciler sert regülasyonlardan dert yandı.

DİKEY DEĞİL, YATAY BİR DÜZENLEME OLMALI

Verizon Hukuk ve Regülasyon Başkanı Tom Dailey, Verizon’un iş modelinin 3 temele dayandığından bahsetti: Altyapı (şebeke), platformlar (e-ticaret, nesnelerin interneti, video/içerik dağıtımı), çözüm ve uygulamalar (aplikasyonlar)… Bu 3 alanda hizmet veren tüm telekomünikasyon oyuncularının yıkıcı teknolojik gelişmelerden, rekabetten ve düzenlemelerin belirsizliğinden dolayı zaman zaman zorlanabildiklerini ifade eden Dailey, teknolojik gelişmelerin ve rekabetin sağlıklı pazar koşullarından kaynaklandığını ancak öngörülemeyen düzenlemelerin yapay bir pazar yapısına sebebiyet verdiğini belirtti. Ağır düzenlemelerin pazar aksaklıklarının olmadığı durumlarda da uygulandığını vurgulayan Dailey, dikey (sektör-spesifik) değil, yatay (tüm oyuncuları kapsayan) bir düzenleme anlayışının olması gerektiğine dikkat çekti. Netflix’in eskiden DVD dağıtımcısı olduğuna, Microsoft’un kendisini bulut firması olarak yeniden yarattığına, Verizon’un ise sabit ses sağlayan bir altyapı şirketinden mobil ve içerik sağlayan (Verizon’ın AOL satın alması ve 20 milyar dolar değerinde format ve içerik yatırımı yapması) bir şirkete dönüştüğüne değinen Dailey, pazarın ve oyuncuların bu kadar değiştiği bir alanda düzenlemelerin de mutlaka değişmesi gerektiğini vurguladı.

 

ÖNGÖRÜLEBİLİR VE TUTARLI BİR DÜZENLEYİCİ

BEREC Başkanı William Erschewiler, mevcut düzenlemelerin 13 yıl önce oluşturulduğunu ve değişen pazar koşulları çerçevesinde artık ihtiyaçları karşılamadığı için yenilenmesi gerektiğini vurguladı. Avrupa Parlamenteri Pilar Del Castillo, daha basit ve orantılı, öngörülebilir ve tutarlı bir düzenleyici çerçevenin oluşturulmasının önemine değindi. Deutsche Telekom temsilcisi, mevcut düzenlemelerin yapılma tarihinde internetin ve akıllı telefonların olmadığına dikkat çekerek, düzenleyici çerçevenin günümüz koşulları dikkate alınarak yatırımların artırılması perspektifi ile teknolojinin tarafsız olarak güncellenmesinin önemine değindi. Orange Regülasyon Başkanı Debroeck, düzenleyici çerçevenin teknolojik gelişmelerle uyum sağlamak konusunda geri kaldığını, hafif bir güncellemenin yetersiz olduğunu, ciddi olarak modifikasyon ve yeniden yapılandırılma gerektiğini belirtti. Karar alıcıların ve düzenleyicilerin ana amaçlarının artık yatırım olması gerektiğini ifade etti.

TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK ENGELİ BÜROKRASİ

Ülkemizde telekomünikasyon sektöründe işletmeci olmak da zor bir durum. Politika belirleyici T.C. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, düzenleyici kurum ise Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu. Bu iki önemli kurumla işlerinizi çözerseniz işler yola girer ve mutlu olursunuz, diye düşünebilirsiniz. Gerçek, öyle değil. Sektörde bir işletmeciyseniz Maliye Bakanlığı, Gelir İdaresi, Rekabet Kurumu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, TBMM, Adalet Bakanlığı, BDDK, belediyeler ve daha birçok kamu kurumuyla irtibatta olmanız ve düzenledikleri yönetmeliklere, mevzuatlara uymanız gerekir. Mevzuatlara, yönetmeliklere uymakta tabii ki problem yok ve zorunlu.

 

Parametrelere dikkat

Ülkemizin önündeki en büyük engelin bürokrasi olduğunu biliyoruz. Birçok kurumda oluşan ağır mevzuatlar, sürdürülebilir ve yatırımları azaltan, yatırımcıyı da uzaklaştıran bir ortam oluşturur. Sektörün büyümesi, yatırımcı için cazip pazar olması, tüketiciye yeni ve farklı ürün ve teknoloji seçeneklerinin sunulması, hizmet ve servis kalitesinin artması, sürdürülebilir yatırım planları, kârlılık, ülkenin bilgi ekonomisine taşınması gibi parametrelerin hepsini birden düşünerek hareket edilmesi gerekiyor. AB’de sert regülasyonlar devam ettiği sürece, korkarım ki AB telekom işletmecileri, ABD ve Uzak Doğu işletmecilerinin gerisinde kalacak. Türkiye olarak ABD’deki düzenlemeleri örnek almak veya ülkemizin gerçeklerine göre hareket etmek daha akılcı olacağa benziyor.

 

DİĞER YAZILARI