USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%
Zeynep  Arhon

YAZARLAR

1.04.2016 16:07:00

Hawaii notları (ı)

Hawaii’yi oluşturan adalar dünyanın en izole adaları; konum olarak Meksika’nın batı kıyısı ile Çin arasında, Kuzey Pasıfık Okyanusu'nun neredeyse ortasında kalıyorlar. En yakın sahile uzaklıkları 3 bin 680 kilometre.İkincisi ; adalarda görülen iklimsel çeşitlilik benzersiz…

Ocak ayının ikinci haftasını Hawaii’de, Maui Adası'nda geçirdim. Hawaii doğa ile ilgili konularda çalışanlar için adeta canlı bir laboratuvar. Aldığım notları Platin Dergisi okuyucuları için birkaç aya yayılacak bir yazı dizisine dönüştürdüm. İlkini yaşamın yeniden uyandığı, kuşların seslerini daha fazla duymaya başladığımız bu bahar ayında okumaktasınız. Hawaii’yi özel kılan faktörlerden ikisi yaşamın adalardaki gelişimini anlamak için önemli. Öncelikle; Hawaii’yi oluşturan adalar dünyanın en izole adaları; konum olarak Meksika’nın batı kıyısı ile Çin arasında, Kuzey Pasifik Okyanusu'nun neredeyse ortasında kalıyorlar. En yakın sahile uzaklıkları 3 bin 680 kilometre. İkincisi; adalarda görülen iklimsel çeşitlilik benzersiz. Tek bir ada üzerinde kuru tropik iklimi, ıslak tropik iklimi, tropik yağmur ormanı iklimini, Alp Dağları'nın soğuk ve kuru iklimini bulmak mümkün. Bahsettiğimiz faktörler birleştiğinde yaşamın gelişimi açısından son derece özel bir durum ortaya çıkıyor: Karadan binlerce kilometre uzaktaki adalara ulaşabilen canlı türleri adaların son derece farklı koşullarında hayatta kalabilmek için evrimleşti. Milyonlarca yıl boyunca adalardaki farklı iklim koşullarına adapte oldu. Sonuçta Hawaii çok sayıda endemik canlı türüne - yani sadece Hawaii’de yaşamını sürdüren türlere - sahip. Hawaii’nin Charles Darwin’e Evrim Teorisi için ilham veren Galapagos Adaları'na göre daha fazla endemik türe ev sahipliği yaptığı tahmin ediliyor.

 

“Hawaii’de toplam kaç canlı türü yaşıyor?” sorusunu soruyor olabilirsiniz. Honolulu şehri bazlı çalışan The Bernice Pauahi Bishop Museum bu soruya cevap vermek için 1990’ların sonunda bir çalışma yaptı. Hawaii biyotasında yaklaşık 21 bin hayvan ve bitki türü olduğu tespit edildi. Türlerin önemli bir bölümü, 9 bini endemik. Yaklaşık 8 bini dünyanın başka yerlerinde de yaşıyor. Kalan 4 bini yerli olmayan canlı türleri. Bunlar Hawaii’nin biyotasının doğal parçası olmayan, tarihin bir noktasında Hawaii’ye taşınmış türler. Örneğin; evcil hayvan olarak veya tarımda

yürütülen biyolojik kontrol projeleri kapsamında getirilmiş canlılar. Maui’de sabahları sesleriyle uyandığım her iki kuş bu son gruba ait. Gürültücü 'myna' dilimizde ‘konuşan karga’ olarak biliniyor. Orta büyüklükte, renkleri ve hareketleri kargayı andıran bir kuş. Plajlarda insan topluluklarının etrafında yiyecek ararken iki yana sallanarak ve insanlardan pek çekinmeyerek yürüyor. Hindistan’dan evcil hayvan olarak adalara getirildi. Diğer kuş Türkçe’de turaç, çil kuşu, çil keklik adları ile biliniyor. Sülüngiller familyasına ait. Genelde yerde yürüyerek ve koşarak hareket eden, iyi uçamayan bu kuş Pakistan’da, hatta Orta Doğu’da yüzlerce yıl önce evcilleştirildi. Etinin lezzeti de ünlü. Hawaii’ye 1950’lerde av kuşu olarak getirildi. Sekiz adanın altısında, adaların kuru taraflarında kuşu bulmak mümkün. Hawaii’ye özgün kuşların bazılarını – en güzellerini - ne yazık ki adalarda görmek artık mümkün değil. Kuşlar renkli tüyleri için avlandı. Göz alıcı tüyleri Hawaii’nin soyluları ve savaşçıları için aksesuarlara

dönüştürüldü. Kuşların da, adalara özgü tüy sanatının da sonu geldi. Soyları tükenen bu kuşlar biyomimikri ile biyo-kullanım arasındaki farkı çok iyi anlatıyor: Doğadan ders yerine somut kaynak çıkardığımızda, doğayı 'insanın keyfi kullanımına açık depo' olarak gördüğümüzde biyoçeşitlilik inişe geçiyor. Ve bu durumdan insan da zarar görüyor. Platin Dergisi’nin bir sonraki sayısında notlarımın devamını bulabilirsiniz.

DİĞER YAZILARI